Kadın sağlığı hakkında konuşmaya başladığımız anda ortam bir tuhaf olur. Kimi utanır, kimi sessizleşir, kimi de hemen “eskiler böyle yapardı” diyerek konuyu kapatmak ister. Ama biz artık bu sessizlikten sıkıldık. Çünkü bu sessizlik, yanlış bilgilerin nesilden nesile aktarılmasına neden oluyor. Regl döneminde duş alınmaz, doğum kontrol hapı kısırlık yapar, reglken yoğurt yenmez… Bu cümleleri duymayan var mı gerçekten? Oysa gerçekler çok daha farklı.
Reglken duş almak zararlı değil, tam aksine faydalı. Ilık bir duş hem hijyen sağlar hem de vücudu rahatlatır. Kan akışı hızlanır, kaslar gevşer, ağrılar hafifler. Suya girmekle kan durmaz, aksine bedenin toparlanır. Kendini iyi hissetmenin en kolay yollarından biri duş almakken neden bu kadar gereksiz bir korkuya teslim oluyoruz?
Doğum kontrol hapı kısırlık yapar mı? Hayır. Bu haplar yıllardır milyonlarca kadın tarafından kullanılıyor ve doğurganlığı kalıcı olarak etkilemiyor. Hatta bazı durumlarda hormon dengesini sağlamak, regl ağrılarını azaltmak gibi faydaları bile var. Elbette herkesin vücudu farklı ve bu tür ilaçları kullanmadan önce doktora danışmak şart. Ama kulaktan dolma korkularla bu konuda bilinçsiz kalmak, daha büyük sorunlara yol açabiliyor.
Gelelim süt ürünleri meselesine. Regl döneminde süt, yoğurt, peynir gibi besinleri tüketmemek gerektiği söylenir. Ancak bu tamamen kişisel bir durumdur. Kimileri süt ürünlerinden rahatsız olabilir, kimileri ise yoğurdun probiyotik etkisiyle rahatlar. Regl döneminde ne yiyip ne yemeyeceğine sen karar vermelisin, genellemeler değil.
Bir başka yanlış inanış da reglken spor yapılmaması gerektiği. Oysa tam tersi geçerli olabilir. Hafif egzersizler, yürüyüş, yoga ya da esneme hareketleri ağrıyı hafifletir, stresi azaltır ve kendini daha enerjik hissetmeni sağlar. Spor yapmanın beden üzerindeki olumlu etkileri, regl döneminde de devam eder. Burada da önemli olan vücudunun neye ihtiyaç duyduğunu dinlemek.
Ve belki de en üzücü mit: Kadın doğum doktoruna sadece evli kadınların gitmesi gerektiği düşüncesi. Bu yanlış inanış, birçok kadının jinekolojik muayeneleri ertelemesine ya da tamamen ihmal etmesine neden oluyor. Oysa kadın doğum kontrolleri sadece cinsel hayatla ilgili değil. Yumurtalık sağlığı, rahim kontrolleri, regl düzensizlikleri, kistler ve daha pek çok konu düzenli takip gerektirir. Evlilik ya da cinsel ilişki durumu, bu ihtiyacı ortadan kaldırmaz.
Bu mitlerin bu kadar yaygın olmasının en büyük nedeni, kadın bedeninin hâlâ tabu olması. Konuşmuyoruz, konuşamadıkça da yanlışlara inanıyoruz. Ama artık bu döngüyü kırmanın zamanı geldi. Bilgi, gücün ilk adımıdır. Bedenini tanımak, onun ihtiyaçlarını öğrenmek ve kendi sağlığın hakkında söz sahibi olmak herkesin hakkı.
Artık kulaktan dolma bilgilere değil, doğru kaynaklara kulak ver. Merak et, araştır, öğren ve gerektiğinde bir uzmana danış. Çünkü bu senin hayatın…