Hayatımızın giderek teknoloji merkezli hale gelmesiyle birçok işimiz kolaylaşıyor fakat ekran başında geçirdiğimiz sürenin fazla olmasıyla devamlı olarak çeşitli uyaranlara maruz kalmak, hayatın gerçekliğinden kopup bir noktada dijitalleşmenin bağımlısı olmak bizi yavaş yavaş tüketiyor. Sürekli açık olan akıllı telefon ekranları, bitmek bilmeyen çevrimiçi akışlar içinde yaşarken hepimiz zaman zaman zihinsel bir yorgunlukla baş başa kalıyoruz. İşte bu noktada bir şeyleri dengede tutmak, mola vermek, dijital dünyayla aramızdaki ilişkiyi sorgulamak istediğimizde ortaya bir kavram çıkıyor. Dijital minimalizm!
Adını sık sık dekorasyon, sanat ve mimari gibi alanlarda duyduğumuz minimalizm, teknoloji dünyasında da karşımıza sadeleşme olarak çıkıyor. Kısaca dijital minimalizm için teknolojiyi daha bilinçli, verimli, ve amaca yönelik kullanmak gibi tanımlar yapabiliriz. Bu noktada asıl amacın dijital dünyaya sırtını dönmek değil de, dijital araçları kullanmayı sadeleştirmek ve amacına uygun verimli bir şekilde kullanmak olduğunu unutmamamız gerekiyor.
Peki teknolojiyle sağlıklı bir ilişki kurmak nasıl mümkün olabilir? Zaman yönetimi konusunda daha başarılı hale gelmek için, dijital bağımlılığın vermiş olduğu dikkat dağınıklığı süresinin azalmasının sonuçlarını azaltmak için, odaklanma problemlerini yenmek için kısacası dijital bağımlılıktan kurtulup bu alışkanlığımızı minimalize etmek için neler yapabiliriz?
Dijital minimalizm kavramının popülerleşmesine yol açan Cal Newport, “dijital minimalizm” kitabında bu kavramı ve ilkelerini detaylı açıklıyor aslında. Size bu kavramı hayat felsefesi haline getirmek isteyenler için kısaca açıklamam gerekirse ilk başta dijital dağınıklığı farketmenin önemli olduğunu söyleyebilirim. Newport bu bölümde bizim için asıl verimliliğin ne şekilde olacağını sorgulamamıza sebep oluyor ve dijital dünyayla aramızdaki bağı sorgulamamıza sebep oluyor.
Daha sonra ise, bakmamız gereken kavram optimizasyon oluyor, bu kısımda önemli olan dijital minimalizme nasıl adım attığımız. Örneğin sıklıkla kullandığımız uygulamalara zaman kısıtlaması getirmek, bildirimleri sınırlandırmak, sıklıkla tercih edilmeyen uygulamaları silmek gibi. Dijital dünyayla sınırları belirledikçe gerçek hayata daha fazla zaman ayırmak mümkün oluyor. Bu durumda son adım olarak iyi bir plan yapmak, ve bunu sürdürebilmek önemli oluyor.
Toparlayacak olursam, dijital minimalizm tamamen teknolojiden uzaklaşmak değil; onunla daha bilinçli, dengeli ve kontrollü bir ilişki kurmayı ifade ediyor. Cal Newport’un da vurguladığı gibi, önemli olan ne kadar çok dijital araca sahip olduğumuz değil, onları ne amaçla ve ne kadar bilinçli kullandığımızdır. Eğer siz de son zamanlarda dijital yorgunluk hissediyorsanız belki de bu yazı, dijital minimalizme atacağınız ilk adım olabilir!!