Bir ilişkiyi güçlü ve sağlıklı kılan en önemli unsurlardan biri, tarafların birbirine duyduğu saygıdır. Ancak çoğu zaman, saygının temel taşlarından biri olan “sınırlar” göz ardı edilir. Oysa sınırlar, hem bireysel özgürlüğü korumanın hem de ilişkinin dengesini sağlamanın en etkili yoludur.
Güzel bir başlangıç yaptığımıza göre merhaba sevgili okuyucularım. Bir önceki yazımda birey kalabilmekten bahsettiğimize göre bunun devamının sınırlar olabileceğini düşündüm. Gelin birlikte sınırlar neden bu kadar önemli bir göz atalım.
Sınırlar Neden Bu Kadar Önemli?
Sınır kelimesi, bazı insanlara mesafe koymak ya da sevgiyi kısıtlamak gibi gelebilir. Oysa tam tersi, doğru çizilmiş sınırlar sevgiyi daha sağlıklı ve sürdürülebilir hale getirir. Bir ilişkide sınırlar; bireylerin kendilerini ifade edebildiği, özgürce hareket edebildiği ve en önemlisi, kendilerine ait alanlarının korunduğu bir denge oluşturur.
Örneğin, benim ilişkimde sabah günaydın faslından sonra, gün boyunca ikimizin de kendimize, ailemize ve arkadaşlarımıza odaklanabileceğimiz bir zaman dilimi oluyor. Böylece, hem çevremizdekileri ihmal etmemiş oluyoruz hem de kendi ihtiyaçlarımızı fark edip onlara zaman ayırabiliyoruz. Tabii ki gün içinde bir yere giderken haber vermek veya küçük mesajlaşmalar oluyor, ama bunun dışında birbirimizi sürekli meşgul etmiyoruz. Bu sayede akşam olduğunda birbirimize anlatacak daha çok şeyimiz oluyor ve günün sonunda keyifli bir sohbetle günü kapatıyoruz.
Sınırları Belirlemek ve Korumak
Peki, sağlıklı sınırları nasıl oluşturabilirsiniz? İlk adım, kendi ihtiyaçlarınızı ve sınırlarınızı tanımaktır. Ne kadar sosyal alana ihtiyacınız var? Gün içinde yalnız kalmak istediğiniz zaman dilimleri var mı? Partnerinizin de aynı şekilde kendi sınırlarını belirleyebilmesi için ona alan tanıyor musunuz?
Bu noktada, sınır koymanın bencilce olmadığını kabul etmek gerekiyor. Bazen sadece kendinizle baş başa kalmak, bir kahve içip düşünmek ya da sevdiğiniz bir hobiyi yapmak isteyebilirsiniz. Bu anlar, hem sizin hem de ilişkinizin sağlığı için gereklidir.
Örneğin, bizim ilişkimizde en büyük sınırların başında, arkadaşlar ve aile ile geçirilen vakit geliyor. Şöyle anlatayım; eğer ben arkadaşlarımla dışarı çıkıyorsam – gece ya da gündüz fark etmeksizin – çıkmadan önce “Şu arkadaşlarımla şuraya gidiyorum” diye mesaj atarım ve buluştuğumuzda da “Buluştuk” diye haber veririm. O da bana “İyi eğlenceler, kendine dikkat et, selam söyle” diyerek konuşmayı kapatır.
Ben dışarıda kaç saat kalırsam kalayım, 3-4 saat boyunca bana mesaj atıp rahatsız etmez. Eğer geç olmaya başladıysa sadece “Ne yaptınız hayatım, ne zaman dönüyorsun?” diye sorar ve cevabımdan sonra “Tamam” der. Aynı şekilde, o dışarı çıktığında da ben aynı hassasiyeti gösteririm. Böylece ne beni huzursuz edecek bir durum yaşanıyor ne de arkadaşlarımla otururken sürekli telefona bakma ihtiyacı hissediyorum.
Bence bu gerçekten önemli bir konu çünkü bazı arkadaşlarım telefonu elinden bırakamıyor ve bu, bir noktadan sonra rahatsız edici bir hâl alıyor. Bu sadece bir örnek, ama işte böyle sınırlar koymak, ilişkinizi daha sağlam temellere oturtmanıza yardımcı olur.
Sınırlar İlişkide Soğukluk Yaratır mı?
Bazı insanlar, sınır koymanın ilişkiye mesafe getireceğini düşünür. Ancak aslında tam tersi doğrudur. Birbirine sürekli bağlı olma zorunluluğu, ilişkiyi daha çabuk tüketebilir. Halbuki, bireylerin kendilerine ait zamanları olduğunda, ilişkinin kalitesi artar. Özlem duygusu gelişir, iletişim güçlenir ve her buluşma daha anlamlı hale gelir.
Sağlıklı bir ilişkinin sırrı, bireylerin hem birbirlerine hem de kendilerine duydukları saygıdır. Sınır koymak, bir duvar örmek değil, ilişkinin daha sağlam temellere oturmasını sağlamak demektir. Unutmayın, sağlıklı sınırlar olmadan sağlıklı bir ilişki mümkün değildir. Sınırlarınızı belirleyin, partnerinizin sınırlarına saygı gösterin ve ilişkinizin zamanla daha da güçlendiğini görün.
Bu haftalık benden bu kadar, bir sonraki hafta görüşme üzere. Sağlıklı, güzel günler hoşça kalın!